top of page

Saniyekovan - Öykü

Güncelleme tarihi: 13 Kas 2019


Bir rüya ile güne umut dolu uyanma fırsatını yakaladı. Yüzündeki aptal sırıtmayı silemiyordu bir türlü. Öyle geniş zamanı da yoktu ki dursun düşünsün, tekrar düşünsün, dursun. Durmak mı? Bu şehirde mi? Yok, bu böyle olmayacaktı. Eğer hemen yataktan çıkmak için bir hamle yapmazsa işe geç kalacaktı. Ne olurdu sanki işe birazcık geç kalarak şımarıklık yapabilme şansı olsaydı. Yoktu çünkü hayat akrep, o ise akrebin peşinden hızla seğirten bir “saniyekovan”dı. Yelkovan gibi başıboş, aylak aylak gezmek varken şu hayatın içinde… Her gün önce bire, sonra ikiye, sonra muhakkak üçe uğruyordu. Kim söylüyordu bunu böyle yapmasını? Canı o gün dördü görmek istememiş, belki üçten patikaya dalıp dokuzdan çıkacaktı. Belki zamanın daha yavaş aktığı başka bir yerde, yine aynı göğe bakarak telaşsızca yaşayacaktı. Gök! Evet, evet rüyasını hatırladı: Çivit mavisine biraz siyah karıştırılmış bir gök… Gökte asılı, karanlığı yırtacak kadar beyaz ve parlak bir dolunay… Dolunayın anlamına rüya tabirlerinden bakmalıydı. Ihlamur ağaçlarının içine kondurulmuş bir köşk… Burcu burcu ıhlamur kokusu… Koku mu? Pencereler açıkta kaldı herhalde diye düşündü ama etrafta hiç ıhlamur ağacı yoktu ki… Hatta ıtırlı bir ağaç yoktu. Hatta ağaç yoktu! Neyse ne, ıhlamur kokusunun anlamına da bakılacaktı. Bir hafta önce, yalnızca bir kısa mesajla ilişkilerinin bittiğini ilan eden sonra da sırra kadem basan birini rüyasında uçan melekler, dolunaylar, ıtırlar içinde, sarmaş dolaş gördü diye bu kadar sevinecek miydi? Kimdi bu ademoğlu onun duygu dünyasını alt üst edecek kadar? Tüm gün, bir yandan günlük tamamlaması gereken mesai saatini doldurmaya çalışırken bir yandan da aklında bir yerlerde arka planda rüyası ve etkileriyle uğraştı. Akşam yatağa girdiğinde bilinçaltının ona kim bilir hangi rüyaları sunacağını düşüneduruyordu. Artık uyuması gerekiyordu çünkü o bir saniyekovandı. Gitmesi gereken bir ofisi, yapması gereken işleri, doldurması gereken mesai saati vardı. Her ihtimale karşı önce pencereleri sonra da gözlerini kapatıp uykunun bilinmezliğine kendisini bıraktı.


İstanbul

Ağustos, 2018

Pelin Kaboğlu Öğreten

74 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page