top of page

Rauf'un Kabus'u


Türk edebiyatının roman türüyle tanışması 19. yy'ın sonlarını bulmuştur. Bu dönemde çoğunluğu Fransız yazarlardan kimi eser tercümelerinin yanı sıra dönemin yazarları da roman türünde ilk eserlerini vermeye başlamıştır. Bizde bu süreç Batı edebiyatından biraz farklı gelişmiştir. Yazarlarımız eserlerini gazete ve dergilerde peyderpey yayımlamayı tercih ederek bir tefrika geleneği oluşturmuşlardır. Ne yazık ki pek çok eser ve yazar dönemin gazete ve dergilerinde unutulmaya yüz tutmuştur. Pek azı yeni Türk harfleriyle günümüz Tükçesine çevrilerek kitap formunda günümüze ulaşmıştır.



2014 - 2017 yılları arasında Özyeğin Üniversitesi çok kıymetli bir projeye imza atmış. Bu kapsamda 1831-1928 yıllarını kapsayan ve Osmanlı alfabesiyle basılmış 302 süreli yayın taranmış. Taranmış tüm içeriğe Özyeğin Üniversitesinin dijital kütüphanesindeki "Tefrika Roman Tarihi" koleksiyonundan, telif tefrika roman listesine buradan ve çeviri tefrika roman listesine de buradan ulaşabilirsiniz. Bu harika proje sayesinde Türk edebiyatında tarihe gömülmüş tefrika romanlar ve romancılar gün yüzüne çıkarılmış. Hatta bu romanların bir kısmı da Koç Üniversitesi Yayınları'nın Tefrika dizisinde yayımlanarak günümüz Türkçesiyle okurlara sunulmuş.





Özyeğin Üniversitesi ve Koç Üniversitesi Yayınları çatısında emeği geçenler sayesinde benim Mehmet Rauf ile yollarımın ikinci kez kesişmesi bu yılın başında oldu. Daha önce hiç duymadığım "Kabus" adlı eserini okuma şansını buldum. Hepimiz Mehmet Rauf ile okul sıralarında bir şekilde tanıştık. Onu Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı "Eylül" ile tanıdık. Neyse biz Mehmet Rauf'un Kabus'una geri dönelim.



Kapakta da görüldüğü gibi kitabın içerisinde hem sadeleştirilmiş metin hem de Latin harflerine aktarılmış orijinal metni bulunmaktadır. Yani aslında 303 sayfa görünen kitabın sadeleştirilmiş metin kısmı aslında 159 sayfadan oluşmaktadır. Hacmen çok kalın bir kitap olmadığını, zaten akıcı olması sebebiye kısa sürede okunabilecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitap 1928 yılında İkdam gazetesinde 32 bölüm halinde yayımlanmış. Hatta yazar, üçüncü eşi ile evlendikten on üç gün sonra felç geçirince bu romanını eşinin yardımıyla yazıya dökebilmiş. Yazarlık faliyetlerine onun desteğiyle devam eden Rauf, parasızlık ve sefalet içinde vefat etmiş. Yazılışından yaklaşık doksan yıl sonra kitap halinde basılan bu roman kadın, erkek ilişkilerini konu alır. Kitapta "Suç" ve "Ceza" başlıklı iki bölüm vardır. Kitap, Aziz Nihat'la Nigar arasında geçen ihanet ve Nigar'ın abisi Celal ile eşi Halet arasındaki şiddete varan geçimsizliği konu alıyor. Konunun işleniş biçimi oldukça başarılı zira yazar okuyucunun merakını her daim ayakta tutmayı başarabilmiş. Kitapla ilgili bilgilere ve yayınevinin oluşturduğu tefrika dizisindeki diğer kitaplara buradan ulaşabilirsiniz.


Keyifli okumalar.





69 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page